T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI
WEB SİTESİ GİZLİLİK VE ÇEREZ POLİTİKASI
Web sitemizi ziyaret edenlerin kişisel verilerini 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca işlemekte ve gizliliğini korumaktayız. Bu Web Sitesi Gizlilik ve Çerez Politikası ile ziyaretçilerin kişisel verilerinin işlenmesi, çerez politikası ve internet sitesi gizlilik ilkeleri belirlenmektedir.
Çerezler (cookies), küçük bilgileri saklayan küçük metin dosyalarıdır. Çerezler, ziyaret ettiğiniz internet siteleri tarafından, tarayıcılar aracılığıyla cihazınıza veya ağ sunucusuna depolanır. İnternet sitesi tarayıcınıza yüklendiğinde çerezler cihazınızda saklanır. Çerezler, internet sitesinin düzgün çalışmasını, daha güvenli hale getirilmesini, daha iyi kullanıcı deneyimi sunmasını sağlar. Oturum ve yerel depolama alanları da çerezlerle aynı amaç için kullanılır. İnternet sitemizde çerez bulunmamakta, oturum ve yerel depolama alanları çalışmaktadır.
Web sitemizin ziyaretçiler tarafından en verimli şekilde faydalanılması için çerezler kullanılmaktadır. Çerezler tercih edilmemesi halinde tarayıcı ayarlarından silinebilir ya da engellenebilir. Ancak bu web sitemizin performansını olumsuz etkileyebilir. Ziyaretçi tarayıcıdan çerez ayarlarını değiştirmediği sürece bu sitede çerez kullanımını kabul ettiği varsayılır.
Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz aşağıda sıralanan amaçlarla T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından Kanun’un 5. ve 6. maddelerine uygun olarak işlenmektedir:
Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz, kişisel verilerinizin işlenme amaçları doğrultusunda, iş ortaklarımıza, tedarikçilerimize kanunen yetkili kamu kurumlarına ve özel kişilere Kanun’un 8. ve 9. maddelerinde belirtilen kişisel veri işleme şartları ve amaçları kapsamında aktarılabilmektedir.
Çerezler, ziyaret edilen internet siteleri tarafından tarayıcılar aracılığıyla cihaza veya ağ sunucusuna depolanan küçük metin dosyalarıdır. Web sitemiz ziyaret edildiğinde, kişisel verilerin saklanması için herhangi bir çerez kullanılmamaktadır.
Web sitemiz birinci ve üçüncü taraf çerezleri kullanır. Birinci taraf çerezleri çoğunlukla web sitesinin doğru şekilde çalışması için gereklidir, kişisel verilerinizi tutmazlar. Üçüncü taraf çerezleri, web sitemizin performansını, etkileşimini, güvenliğini, reklamları ve sonucunda daha iyi bir hizmet sunmak için kullanılır. Kullanıcı deneyimi ve web sitemizle gelecekteki etkileşimleri hızlandırmaya yardımcı olur. Bu kapsamda çerezler;
İşlevsel: Bunlar, web sitemizdeki bazı önemli olmayan işlevlere yardımcı olan çerezlerdir. Bu işlevler arasında videolar gibi içerik yerleştirme veya web sitesindeki içerikleri sosyal medya platformlarında paylaşma yer alır.
Oturum Çerezleri (Session Cookies) |
Oturum çerezleri ziyaretçilerimizin web sitemizi ziyaretleri süresince kullanılan, tarayıcı kapatıldıktan sonra silinen geçici çerezlerdir. Amacı ziyaretiniz süresince İnternet Sitesinin düzgün bir biçimde çalışmasının teminini sağlamaktır. |
Web sitemizde çerez kullanılmasının başlıca amaçları aşağıda sıralanmaktadır:
Farklı tarayıcılar web siteleri tarafından kullanılan çerezleri engellemek ve silmek için farklı yöntemler sunar. Çerezleri engellemek / silmek için tarayıcı ayarları değiştirilmelidir. Tanımlama bilgilerinin nasıl yönetileceği ve silineceği hakkında daha fazla bilgi edinmek için www.allaboutcookies.org adresi ziyaret edilebilir. Ziyaretçi, tarayıcı ayarlarını değiştirerek çerezlere ilişkin tercihlerini kişiselleştirme imkânına sahiptir.
Kanunun ilgili kişinin haklarını düzenleyen 11 inci maddesi kapsamındaki talepleri, Politika’da düzenlendiği şekilde, ayrıntısını Bakanlığımıza ileterek yapabilir. Talebin niteliğine göre en kısa sürede ve en geç otuz gün içinde başvuruları ücretsiz olarak sonuçlandırılır; ancak işlemin ayrıca bir maliyet gerektirmesi halinde Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından belirlenecek tarifeye göre ücret talep edilebilir.
Acı Deresi maden suyu ve travertenleri
Acısu deresi, ilçe merkezinin yaklaşık 4 km. kuzeydoğusundadır. Burada ilginç şekilde dere içinde bir çok noktadan doğal maden suyu çıkışları mevcuttur. Suların çıkış sıcaklıkları 31-34 º arasındadır. Yurt içinde de oldukça iyi tanınmaktadır.
Maden suyu içerisinde sağlık için yararlı mineraller bulunduran, içilebilen doğal sudur. Maden sularının yer altında bulunuş ve yüzeye çıkış mekanizması diğer sulara benzer şekildedir. Acısu jeositinde de ısıtıcı kayaçtan etkilenme söz konusudur. Bu suyun ılık olması ve diğer (Kızılcahamam-Seyhamamı) jeotermal kaynaklara yakınlığı, büyük bir jeotermal sistemin parçası olduğunu göstermektedir.
Acısu deresi boyunca Miyosen' in 2. evre volkanizmasının ürünleri bulunmaktadır. Bunlar andezitik ve piroklastikleridir. D-KD ve B-GB yönlü birbirine paralel kırıklar (=faylar) madensuyunun yüzeye ulaşmasını sağlar.
İsmi ülke dışına çıkan Kızılcahamam Çamlık maden suyu tesislerinin de güzel bir çamlık içinde işletildiği derede ayrıca geçmişte deri hastalıklarının tedavisinde kullanılan ve adına yöre halkının 'Acı Su' dedikleri bir başka su daha vardır.
Maden suyu kaynağı yanında, suyun içindeki Kalsiyum Karbonatın çökelmesiyle oluşan traverten de çevreye görsel güzellik katar.
Alicin Kültürel Jeositi
Ali Cin deresi, Çamlıdere Barajı çıkışında, E-89 otoyolu üzerinde, Kalemler köyü eski pazar yolu inişindeki derin (140 m) ve çok dik bir vadi yamacında, yerden 70.M yüksekte oyulmuş birtakım mağaralar vardır. Çevrede bu mağaraların 19.asrın 2.yarısında yaşadığı tahmin olunan ve eşkıya olarak bilinen Cin Ali tarafından yapıldığı söylense de Roma dönemine ait güvenlik amaçlı bir yapı olduğu daha akla yatkın.
Manastır, aglomeralar içinde bir boşluğun önü kapatılarak oluşturulmuş ve yerden 15 m kadar yüksektedir. Uzaktan görünümü Trabzon' daki Sümela' yı andırdığından 'Mini Sümela' olarak isimlendirilmiştir.
Manastır olarak bilinen bu yapı, Trabzon' daki Sümela benzeri bir tarzda inşa edilmiş ancak içinde dini veya sosyal hiç bir iz ve işaret bulunmuyor.
Balcılar Bazalt Sütunları
Balcılar köyü Yukarı mahalle içinde, mezarlık yanında ve 100 m. İleride dere kenarında görselliği muhteşem bazalt kayalıkları mevcut.
Bazaltlar 20-25 milyon yıl önce volkanik patlamalarla magmadan yeryüzüne çıkmış silis yönünden fakir, demir ve magnezyum yönünden zengin altıgen prizma şeklinde bir lav kayacıdır.
Magmadan çıkan bu lavlar alttan ve üstten soğumaya başlarken % 5-10 oranında hacmini kaybeder ve böylece sütunları oluşturan ilk çatlaklar meydana gelir. Bu çatlaklar, lavın kristalleşmesi sürecinde gelişmektedir.
Soğumanın alttan üste veya üstten alta doğru olması veya soğumaya suların katkıda bulunma durumu, oluşan sütunların şeklini ve biçimini etkiler. Soğumanın tabandan olması durumunda akma yüzeyine dik sütunlar oluşur. Ancak lavın üzerinin akarsular tarafından örtülmesi ve suların çatlaklardan lavın içine sızması sonucunda daha hızlı soğuma olur ve bu durumda çeşitli yönlerde ve eğimde düzensiz sütunlar meydana gelir.
Balcılar bazalt sütunları, Beşkonak' dakiler gibi düzensiz sütunlara sahip değil ve çapları da 50-70 cm arasında değişiyor.
Beşkonak Bazalt Sütunları Jeositi:
Güvem-Çerkeş karayolunda Fındıklı mahallesi yanındaki boğazın iki tarafındaki kaya kütlesinde bulunurlar.
Bazaltlar 'üçüncü zaman ' da (Tersiyer;20-25 milyon yıl önce ) oluşmuş volkanik patlamalarla magmadan yeryüzüne çıkmış silis yönünden fakir, demir ve magnezyum yönünden zengin altıgen prizma şeklinde bir lav kayacıdır.
Yarık ve çatlaklar boyunca yeryüzüne ulaşan bazalt lavları, eski topografik yapının uygun olduğu bölgelerde birikerek lav göllerini oluşturur.
Bu lav göllerinde alttan ve üstten soğuma başlar. Bazalt lavları soğuma esnasında % 5-10 oranında hacmini kaybeder ve böylece sütunları oluşturan ilk çatlaklar meydana gelir. Bu çatlaklar, lavın kristalleşmesi sürecinde gelişmektedir.
Soğumanın alttan üste veya üstten alta doğru olması veya soğumaya suların katkıda bulunma durumu, oluşan sütunların şeklini ve biçimini etkiler. Soğumanın tabandan olması durumunda akma yüzeyine dik sütunlar oluşur. Ancak lavın üzerinin akarsular tarafından örtülmesi ve suların çatlaklardan lavın içine sızması sonucunda daha hızlı soğuma olur ve bu durumda çeşitli yönlerde ve eğimde düzensiz sütunlar meydana gelir.
Lav kütlesi ne kadar homojen olursa, çatlaklar ve prizmalar da o kadar düzgün olur.
Şekil itibarıyla sabun kalıplarına benzediği için halk arasında 'Sabun Kayalar' olarak bilinen bazalt sütunlar, son yıllarda oldukça fazla ziyaretçi çekmektedir.
Beşkonak Fosil Yatakları Jeositi
Güvem' in 5 km kuzeydoğusundaki Beşkonak köyünde doğa harikası olan bitki ve hayvan fosilleri bulunmaktadır. Yöre 'Özel Çevre Koruma Bölgesi' olarak koruma altındadır.
Beşkonak fosilleri ince taneli, ince tabakalı, laminalı kumtaşı, silistaşı, kiltaşı ve marnlardan oluşan yer yer kömür, tüf ve tüfit seviyeleri kapsayan, tüfler arasında diyatomeli ve silisli seviyelerinin buluduğu volkanosedimanter bir istif içindedir. Bu istif Erken-Orta Miyosen yaşlı (23-11 milyon yıl önce) bir gölde çökelmiştir.
Oluşum döneminde göller volkanizma alanlarının arasında bulunmaktadır. Bu nedenle gölsel tortullar içine, zaman zaman tüf, tüfit ve aglomeraların yerleştiği gözlenir. Gölsel birimler, genelde koyu renkli olan volkanik kayaçlar arasında, arazide açık, ekseri beyaz renkleri ile kolay ayırt edilmektedir.
Araştırmalar bu göl tortullarının 2. evre volkanizması ile yaşıt ve onlarla yanal geçişli olduğunu gösteriyor. Sütun bazaltları bu fosilli istifin üzerini örter.
Güvem-Çerkeş karayolu boyunca, özellikle Beşkonak-Kerimler mahallesi yol yarmasında bu birime ait killi, kumlu, tüflü, diyatomitli ve silis seviyeli kayaç yapısını açık olarak görmek mümkün. Bolca kıvrımlanmalar, tabaka içi yapılar, küçük ölçkeli normal ve ters faylar da izlenebilir. Kayaların çok ince tabakaları arasında çeşitli bitki, yaprak ve dal parçaları ile balık, karınca ve kız böceği fosilleri bulunmaktadır.
Beşkonak yöresindeki bu zengin bitki fosillerinden, kozalaklı ve yapraklarını döken ağaçların hakim olduğu yaklaşık 105 m 2 bir alanı kaplayan eski bir ormanın varlığı anlaşılmaktadır.
Çökel ortamlardaki sedimanlar içerisinde makrofosillerin yanı sıra , sedimanların büyük bir kısmını oluşturan mikrofosillerden silisce zengin diyatomlar, polen taneleri,ilkel dmarlı bitkilerin sporları ve protozoalar da bulunmaktadır
Abacı Peri Bacaları :
Çeltikçi Başören köyü Abacı mahallesi; Mahkeme Ağacin köyünün 3 km güneydoğusunda Çeltikçi Başören yolu üzerindedir. Mahallenin hemen doğusunda bulunan tüf ve aglomeralar üzerinde mükemmel yer şekilleri (peribacaları) gelişmiştir. Bu peribacaları yağış (esas olarak yağmur) aşındırmasının ürünleri olup, adeta taş ormanı şeklinde bir görüntü sunarlar. İlginç olan yerşeklinin göreceli dar bir alanda bulunmasıdır. Birbirine yakın alanlarda yer şekli guruplamasının sebepleri araştırılması gereken bir durumdur.
Yerel halkın 'Gelin Kayaları' olarak isimlendirdiği bu jeolojik güzellik Kızılcahamam & Çamlıdere jeoparkı kapsamında önemli bir duraktır ve gezi guruplarınca hayli ilginç bulunmaktadır.
Uzmanlar tarafından, Ürgüp' dekinden sonra Anadolu' nun en görkemli peribacaları olarak bilinen bu jeosit, tahminen 5.000 metre2 alan üzerindedir. Ancak yeteri kadar büyük olmadıkları için, Ürgüp ve civarındakiler gibi içleri mesken olacak şekilde işlenmemiştir.
Yol ile arasında kuru bir dere yatağı mevcut olup, ulaşımı çok kolaydır. Dikkatle seyredildiği zaman bu doğa harikası yerde türlü şekillere benzetilebilecek çok farklı yapılar vardır. .
Gelin kayası,Oruçgazi türbesi,Kırmızı ebe,ayran taşı
Taşlıca Köyü: Taşlıca Köyü'ne, Akdoğan' dan ayrılan 5 km. lik bir yol ile gidilir. Buradaki Oruç Gazi, Kırmızı Ebe türbeleri, Yalak Taşı ve Gelin Kayası ile ilgili menkıbe ve rivayetler vardır.
Oruç Gazi ve Kırmızı Ebe, Anadolu'nun İslâm-Türk ülkesi haline gelmesinde büyük emeği geçen Horasan Erenlerindendir. Derviş Gazi de denilen bu Erenler, Türk ordularından daha önce gelip, Diyar-ı Rum olarak bilinen bu topraklara yerleşmişlerdir.
a-Kırmızı Ebe Türbesi:
Anadolu' nun İslâm-Türk ülkesi haline gelmesi için, kendisinden önce başlatılan seferlere devam eden Anadolu Selçuklu Devleti Hükümdarı Alâaddin Keykubat, Başköy Rum kalesini fethetmek üzere yol üzerindeki Taşlıca köyüne uğrar. Burada, yıllar önce gelip yerleşmiş kadın Erenlerden Kırmızı Ebe ve Oğlu Oruç yaşamaktadır. Kırmızı Ebe Türk askerlerini karşılar ve kendilerine ayran ikram etmek ister. Yayıkta yeni çalkadığı taze ayranı, oradaki taş oluğa döker. Bütün asker de hem ayran içmek hem de kaplarını doldurmak için sıraya geçer. Herkes ayran içip kabını doldurduğu halde, taş yalakdaki ayran hiç tükenmez. Bu olay, Kırgız Ebe'nin evliyadan olduğunun ve ona Allah (C.C.) tarafından verilmiş bir keramet olduğu kesindir. Bu arada, ayran içip kaplarını dolduran askerlerle Kırgız Ebe arasında şu diyalog yaşanır:
-Doldurun Gazilerim,
-Doldur Ana,
-Doldurun yavrularım,
-Ana,dolu,
Bütün bir orduyu, bir bakraç ayran ile doyurduğu, Sultan'ın kulağına gider ve Kırgız Ebe'yi huzuruna davet eder. O' nda gördüğü keramet ile etkilenir ve çevre toprakları oğlu Oruç Gazi' ye yurt olarak bağışlar. Buna dair Kırmızı Ebe ' ye bir berat verir. Kırmızı Ebe' nin türbesi köyün doğu çıkışında bir tepe üzerinde olup 2001 de hayırsever bir vatandaş tarafından restore edilmiştir.
b-Ayran Taşı:
Askerlerin ayran içtiği taş yalak (Ayran Taşı) , köyün üst başındaki, Koru'nun Önü denilen mezarlık içindedir. 2001 de türbelerin restoresi sırasında bu Ayran Taşı da kafes içine alınmış yanına da yukarıdaki olayı anlatan bir kitabe dikilmiştir. Köye ziyarete gelenler, türbe ve Gelin kayası ile beraber bu taş yalağı da görmeden gitmezler ve dilek tutarak, yanındaki bodur alıç ağacının dallarına bez bağlarlar.
c-Oruç Gazi türbesi:
Kırmızı Ebe' nin oğlu olan Oruç Gazi' nin türbesi köyün batı ucundaki diğer mezarlığın içinde bulunur. Türbede Oruç Gazi' den başka onun ailesine ait olduğu sanılan üç mezar daha vardır. Eski ve virane haldeki türbe, 2001 yılında klasik Selçuklu tarzında restore edilmiştir.
d-Gelin kayası :
Köyün güneyinde bir tepededir. Uzaktan bakınca gerçekten at üzerindeki bir gelin görünümündedir. Yanında gelinin sacayağı, odası, merdiveni ve vurulduğunda davul gibi ses çıkardığından, taş olan davulcunun davulu olduğu söylenen taşlar vardır. Düğünlerde davul çalmama adetinin, geçmiş ûlemanın eğlencede aşırıya kaçılmaması için koyduğu bir müeyyide veya Bizans devrinden kalma bir efsane olması muhtemeldir. Taşlıca köylüleri, bu ' davul çalmama' adetine asırlarca uymuşlardır. Geçmişte, civar köylerden bazılarının, buna inanmayıp davul çaldıkları, ancak felç olup yatağa düştükleri anlatılıyor.
1991 de, köy halkından Bahattin Özdemir'in müracaatı üzerine, köyün tarihî önemini göz önünde bulunduran Kültür Bakanlığı, Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 12.11.1991tarih ve 2056 sayılı kararı ile Taşlıca köyünü koruma altına almıştır.
Kaplumbağa Kardeşler Jeositi
Köyün girişinde Kayaların İçi mevkiindeki Kaplumbağa Kardeşler de ilginç bir aşınma yapısıdır. Hoş geldiniz levhasının 5 m ilerisinde durup sağa bakılırsa görülebilir. Üst üste iki kaplumbağaya benzediği için bu isim verilmiştir.
Karagöl Jeositi
İlçeye 35 km uzaklıktaki Karagöl'e, Güvem-Belpınar yolu ile gidilir.Işık Dağının (2034 m) 3 km güneyinde yer alır. Çamlık tepelerle çevrili göl alanı oldukça geniş bir düzlüktedir. Gölün uzunluğu 80, eni ise 35 m. civarındadır. Karagöl bilhassa yaz aylarında ideal bir kamp ve piknik yeridir. Herhangi bir tesis olmamasına rağmen, bu mevsimde yoğun ziyaretçi akını yaşanır. Gölde balık yetişmiyor. Bol miktarda sülük var. Birden derinleştiği için yüzmek tehlikeli.
Hemen kuzeyindeki Işık Dağı, Ankara' nın ikinci büyük tepesi olarak önemli bir tırmanma ve seyir mekanıdır. TRT vericilerinin bulunduğu zirveye Çerkeş karayolundan sapılıp Y. Çanlı yaylası içinden ulaşılabilir.
Karagöl çevresi günü birlik ziyaret ve çadır kampı için de oldukça uygundur. Oldukça sığ olan gölün derinliği 2 m yi geçmez. 1600 m rakımda bir heyelan çukurunda oluşmuştur. Kuzeyindeki bir çok su kaynağından beslenmekte, güneybatı ucundan boşalmaktadır. Suyu tatlıdır ve içilebilir.
Bölgenin en önemli jeolojik ve jeomorfolojik yapısı, kuzeyden Işık Dağı' ndan güneye doğru ilerleyen, üzerinde Karagöl' ün oluştuğu heyelandır. Heyelanın kopma ve yığılma bölgeleri belirgindir. Yığılma bölgesindeki bir çok çukur ve tepecikleri, mevsimlik su kaynakları ve bataklık alanlar heyelan topografyasının en tipik yapılarıdır. Çevrenin tamamen orman örtüsü ile kaplı olması, bu nedenle gölün ayrı bir güzelliğini oluşturur. Su varlığı sebebiyle buraya çeşitli hayvanlar uğramakta ve yöreyi daha çekici kılmaktadır.
İlçemizin en çok ziyaretçi alan mekanları arasında yer alan Karagöl, önemli bir jeopark durağımız olacak. Buradaki düzenleme, bölgeye gelecek turist sayısını artıracağı gibi, yerel ürünlerin değerlendirilmesi ile ekonomik katkı sağlayacak.
Bu bağlamda yerel halkın hiçbir tereddüde mahal bırakmayacak şekilde güven içinde olması gerekiyor. Buradaki jeopark düzenlemesinin, asırlarca çevre köyler tarafından mera olarak kullanılan geniş otlakların kullanılmasına bir kısıtlama getirmeyeceği gibi, tam tersine çevreye hayatiyet vereceği unutulmamalıdır.
Mahkeme Ağacin Kültürel Jeositleri
Mahkeme Ağacin Köyü, ilçeye 18 Km. uzakta ve Çeltikçi yolu üzerinde eski bir yerleşim yeri. Mahkeme Ağacin köyünün yakın çevresinde bilhassa köy merkez olmak üzere 3 km yarıçapındaki bir alanda çok sayıda kültürel jeosit (mağara, yerleşim yeri, kilise vb. yerler) bulunmaktadır. Bunlar harabe, ören yeri, şapka tepe vb.şeklinde adlandırılırlar. Tüfler içinde bazı seviyeler kırmızı renkleri ile dikkati çekerler. Kırmızı renk bazı yerlerde oksitlenme, bazı yerlerde ise pişme sonucu olup yağmurlu havalarda çok daha belirgin renk zıtlığı gösterirler.
Burasının ilk sakinlerinin Roma'nın hışmından saklanan ilk Hiristiyanlar olması ihtimali vardır. Mağaraların olduğu yerdeki toprak hafif nemli ve gevşek bir yapıda olduğu için kolaylıkla mesken ve kilise haline getirilmiş.
Kaya kiliselerinde de içine haç konulan Nişler var.
Kadıpınarı'ndaki üç in, suni bir düzlüğe hakim. 8-10 dönüm alanındaki bu düzlüğün ucunda 5 metre yükseklikte mağaralar var.
Bu düzlük ve mağaranın dış yüzündeki yapılaşma da gizlenmeye gerek kalmadığının işareti olabilir. Düzlük, dinsel bir toplantı, vaaz için kullanılmış olabilir.
Mahkeme Ağacin köyü tüfleri yer yer masif ve ince taneli yer yer de mm' den cm' ye ulaşan boyutlarda bazalt, andezit, riyolit parçaları, cüruf, pomza parçaları yer almaktadır. Bu taneler tüfün dayanıklılığını artırırlar.
Mahkeme Ağacin köyünün önemli bir özelliği de balıkçıl kuşu yuvalarıdır. Köy bu kuşların göç yolları üzerinde olup her yıl Mayıs Haziran aylarında kuşlar buraya gelirler ve geçen yıldan kalan yuvalarını kullanırlar. Yeni gelenler yeni yuva yaparlar. Yavrularını uçuruncaya kadar burada kalan balıkçıl kuşları su kuruyunca yöreden ayrılırlar
Pelitçik Ağaç Fosilleri
Çamlıdere Pelitçik köyünün güneyinde Kuztepe' nin kuzey eteklerinde volkanosedimanter gölsel çökeller içerisinde silisleşmiş ağaç fosilleri (gövde, dal, kök vb.) bulunmaktadır.
Mevcut hali taşlaşmış bir ormanı andırmaktadır. Benzer fosillerin batıda Bolu, kuzeyde Çerkeş, Kurşunlu, Ilgaz, doğuda Çankırı ve Şabanözü, güneyde Kazan, Çubuk, Beypazarı arasında kalan çok geniş bir alanda bulunduğu tesbit edilmiştir.
Ağaç fosillerinin yer aldığı bölgede en alt seviyede pomza parçalı beyaz tüfler yer almaktadır. Bu tüfler içerisinde yer yer andezitik aglomeralar görülür. Üste doğru killi, tüflü ve marnlı birimler yerleşir. En üstte ise silisleşmiş marnlı kireçtaşları bulunur.
Silisleşmiş ağaç fosilleri bu istifin üst kesimlerinde, kireçtaşlarının altında yer alan, killi, marnlı, tüflü birimler içerisindedir. Silisleşmiş ağaç fosilli seviye yaklaşık 1,5 km doğu-batı uzunluğunda 13-20 m kalınlığındadır. Ağaç fosillerinin uzunlukları birkaç cm den 3 m ye kadar ulaşmaktadır.
Fosilli seviyelerin batıya doğru uzanan kesiminde yaklaşık 1-2 m kalınlığında yer yer merceksi yapıda silisli bir zon mevcut olup, bu zon boyunca kayaçlarda silisleşme görülür. Bu silisli seviye içerisinde de iri ve yapısal olarak iyi korunmuş silisleşmiş ağaç parçaları bulunmaktadır. (Ağaç fosillerinin oluşumu Soğuksu Milli Parkı içerisinde verilmiştir.)
Seyhamamı Jeositi
Kızılcahamam'a 18, Güvem'e 2 Km uzaklıkdaki Seyhamamı Kaplıcaları'nın, Haçlı Seferleri sırasında, Alman Orduları tarafından yaptırıldığı söyleniyor.
Eski ismi Kilise olan köye ismini veren eski Bizans kilisesi Candaroğlu beylerinden İskender Bey zamanında (XV.asrın ikinci yarısı) yıkılmış ve aynı yere bir cami inşa edilmiştir. Bu cami geçmşte birkaç defa restorasyon geçirmiş olup, 2007 yılında Vakıflar Genel müdürlüğü tarafından aslına uygun olarak esaslı bir şekilde restore edilmiştir.
Osmanlı Alimi Ali Cevad , Seyhamamı'ndan, 'Sek Hamamı' diye bahseder.
1943 Çerkeş depremi sırasında harap olan tesislerin ufak bir tamiratla yeniden kullanılır hale gelmesi sağlanmış ve uzun yıllar ilkel bir şekilde kalmıştır.
Hamamın bir özelliği de, termal suyun düşük bir ısıda ve doğal bir havuzda toplanmasıdır.
Seyhamamı ve civarında, bölgede yaygın olarak görülen 2. evre volkanizmasının tüf, tüfit, aglomera gibi proklastikleri ile andezitik lavlar yer alır.
Seyhamamı kaynağı, Hamamderesi boyunca uzanan K-G yönlü fay ile buna dik yönde (D-B) uzanan bir fayın kesişme yerinde yüzeye çıkmaktadır. Suyun çıktığı yere hamam oturtulmuş ve suyun yüzeydeki sıcaklığı 44 º dir.
Seyhamamı kaplıcası ve sıcak su kaynağı, Kızılcahamam kaplıcaları ve maden suyu gibi bir mekanizma ile oluşmaktadır. Yani bütün Kızılcahamam yöresi sıcak su kaynakları büyük bir bütünün parçalarıdır.
- Uzunkavak (Kuzcapınar) silisleşmiş ağaç fosilleri
Soğuksu Milli Parkı içerisinde Kuzcapınar mevkiinde yaklaşık 1000 m2 genişliğinde bir alanda, vaktiyle gölsel bir bölgede bulunan ağaçların silişleşerek fosil haline gelen gövdeleri mevcuttur.
Milli parkın en güzel jeositidir. Miyosen döneminde çam ve meşe ormanına ait bazı ağaçların silisleşmesi ürünüdür.
Yörenin asıl kayaları tüf, aglomera, lav kiltaşı, marn olup, silisifiye seviyelerle birlikte tipik bir volkanosedimanter istif oluştururlar.
Silislenmiş ağaç fosilleri, doğu-batı istikametli yaklaşık 180 m. uzunluğunda ve 1-4 m. kalnlığında silisli bir seviye içerisinde yer alır. Ağaç fosilleri değişik boyutlarda olup en büyüğü 2.35 m. eninde, 2.80 m. Boyundadır